VİRÜSLE SAVAŞMALIYIZ, BİRBİRİMİZLE DEĞİL

Büyük bir küresel sağlık sorunu karşısında panik ve kaygı kaçınılmazdır, ancak aşırı tepki vermek ve
mantıksız korkuların kontrol altına alınmasına izin vermek sadece yarardan daha fazla zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda salgını daha da kötüleştirir ve güvenini kaybetmeyi kolaylaştırır.

Çin'de, Çin Komünist Partisi ve Merkezi Hükümet Merkez Komitesi, koronavirüsle mücadelede kaynakları yönlendirdi ve harekete geçirdi. Ülkedeki şehirlerde ve köylerde ve özellikle Wuhan ve çevresindeki topluluk çalışanları milyonlarca insanı korumak için ellerinden geleni yapıyorlar. Halk Kurtuluş Ordusu, virüse karşı savaşmak için Wuhan'a askeri sağlık personeli ekipleri gönderdi. Geçici hastanelerin inşasını ve binaların geçici hastanelere dönüştürüldüğünü görüyoruz. İşletmeler yüz maskeleri gibi temel ürünlerin üretimini hızlandırdı. Toplumun her seviyesinden insanlar bu ihtiyaç anında yardım eli uzatıyor. Çin bu virüsle savaşırken Çin'in sisteminin gücü tam olarak ortaya çıkıyor.



Koronavirüs ciddi bir tehdit olsa da, koronavirüs ile birlikte yayılan başka bir zararlı “virüs” türü daha vardır. Irkçılık ve yabancı düşmanlığı insanları bu virüs için Çin halkını suçluyor ve Çin halkını da virüs olduklarını hissettiriyor.

Son günlerde birçok rahatsız edici haber ve yorum ortaya çıktı. Örneğin, Taylandlı Khao Sod gazetesi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, kuzeydeki Chiang Mai eyaletindeki bir restoran sahibinin Çinli müşterilerin restoranda yemek yemesini engelleyen bir tabela yaptığını bildirdi. Sonra, ertesi gün Salı günü, günlük bir Çinli turist ve çocuğunun neredeyse Hua Hin tatil beldesinde sokaklarda uyumak zorunda olduğunu bildirdi çünkü hiçbir otel onları almayacaktı.

Yukarıda belirtilen raporlar sadece birkaç örnektir, ancak Asyalıları ve özellikle Çinlileri hedefleyen ırkçı duygu, dünyanın her yerinde ortaya çıkıyor.

Korku ve belirsizlik zamanında, rasyonel kalmak hayati önem taşır. Birincisi, virüsler sınırlara saygı duymaz. Çin'in Wuhan kenti, en son resmi rakamlara göre 24.000'den fazla insanı enfekte eden ve yaklaşık 500 kişiyi öldüren salgının merkez üssü olmasına rağmen, bu virüs bir “Çin virüsü” değildir. Çin'de doğdu ve hızla yayıldı, ama bu küresel bir kavga.

İkincisi, belirli popülasyonları koronavirüs gibi bir şeyle ilişkilendirmek yanlış ve tehlikelidir. Koronavirüs tehlikelidir, ancak bu Çin karşıtı ırkçılığı körükleyen korkunun tüm dünya için tehlikeli sonuçları olabilir. Bu kriz sırasında Çin karşıtı duyguların patlak vermesiyle başa çıkmak için daha fazlasını yapmalıyız.

Neyse ki, insanlar bu soruna dikkat çekmeye çalışıyorlar. Örneğin, sosyal medyada viral hale gelen bir video, İtalya'da genç bir Çinli adamı göz bağı ve kalabalık bir alanda duran ve “Ben bir virüs değilim, ben bir insanım . Önyargıyı ortadan kaldırın. ”Videodaki insanlar ona sıcak bir kucak katıyorlar ve çevrimiçi tepki oldukça olumlu oldu.

Koronavirüsün korkuları ve stereotipleri yaymasına izin vermeyelim ve koronavirüsle savaşmak için yapabileceği her şeyi yapan Çin'e güvenelim. Koronavirüs kesinlikle korkmamız ve korunmamız gereken bir şeydir, ancak koronavirüs ile birlikte yayılan Çin karşıtı ırkçılık daha da korkutucu ve potansiyel olarak tehlikelidir.